MaxHaber
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

MaxHaber

Güncel Haber Merkezi
 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapAna Menü
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» WinRAR (Türkçe) 3.71
Paramız olsa da ikisini de yıksak Icon_minitimeSalı Tem. 01, 2008 1:47 am tarafından Admin

» Avast! 4 Home Edition 4.8.1201
Paramız olsa da ikisini de yıksak Icon_minitimeSalı Tem. 01, 2008 1:32 am tarafından Admin

» Windows Live Messenger (Türkçe) 8.5
Paramız olsa da ikisini de yıksak Icon_minitimeSalı Tem. 01, 2008 12:16 am tarafından Admin

» LimeWire Basic 4.18.3
Paramız olsa da ikisini de yıksak Icon_minitimeSalı Tem. 01, 2008 12:14 am tarafından Admin

» Firefox 3 rekora koşuyor
Paramız olsa da ikisini de yıksak Icon_minitimePtsi Haz. 30, 2008 11:21 pm tarafından Admin

» Google'a özel çizgi filmler
Paramız olsa da ikisini de yıksak Icon_minitimePtsi Haz. 30, 2008 11:19 pm tarafından Admin

» Devlette Microsoft hakimiyeti devam ediyor
Paramız olsa da ikisini de yıksak Icon_minitimePtsi Haz. 30, 2008 11:19 pm tarafından Admin

» Ve Nihayet: Diablo 3!
Paramız olsa da ikisini de yıksak Icon_minitimePtsi Haz. 30, 2008 11:17 pm tarafından Admin

» Siber korsanlar hayatı kabusa çevirdi
Paramız olsa da ikisini de yıksak Icon_minitimePtsi Haz. 30, 2008 11:14 pm tarafından Admin

» ******'sız 'Entornasyonal'de neler oldu?
Paramız olsa da ikisini de yıksak Icon_minitimePtsi Haz. 30, 2008 11:09 pm tarafından Admin

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Forum
MaxHabere Hoş Geldiniz...




Ortaklar

 

 Paramız olsa da ikisini de yıksak

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin



Erkek
Mesaj Sayısı : 112
Yaş : 36
Nerden : Ankara
Kayıt tarihi : 01/06/08

Paramız olsa da ikisini de yıksak Empty
MesajKonu: Paramız olsa da ikisini de yıksak   Paramız olsa da ikisini de yıksak Icon_minitimePaz Haz. 29, 2008 4:16 am

"Swissotel lahit, Gökkafes mezar taşı" diyen Turizm Bakanı Günay neden böyle konuştu
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Dolmabahçe
Sarayı'nın etrafında bulunan ve havalandırma boşluklarını tıkayarak
tarihi binanın zarar görmesine neden olan yapıları ağır bir dille
eleştirdi. "Swissotel bir lahite, Gökkafes ise mezar taşına benziyor"
diyen Günay, bu yapıların kamulaştırılarak yıkılması gerektiğini ifade
etti.
Doksanlı yılların başında noktasal turizm alanı ilan edilen Dolmabahçe
Sarayı kompleksinin yer aldığı binlerce dönüm araziye dönemin
yönetimlerince dünyanın önde gelen otel zincirlerinden Swissotel'in
"boğaz" manzarasına komumlanmasına yeşil ışık yakıldı. Swissotel'in
inşasından elli yıl kadar önce ise yine saray kompleksinin bulunduğu
araziye 1940 yılında İnönü Stadyumu inşa edildi. Kamuoyunda "Gökkafes"
olarak bilinen Ritz Carlton Oteli ise yoğun muhalefete rağmen birkaç
yıl önce faaliyete geçti.

Osmanlı mirasını kabul edememek
Dolmabahçe Sarayı'nın çevresindeki bu yapılaşmayı eleştiren Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "Bu, kırklı yıllarla başlayan bir süreç.
Stadın yapımına izin verilirken saraya etkileri düşünülmedi. Aynı durum
Dolmabahçe Sarayı için de geçerli. Swissotel bir lahite, birkaç
kilometre ötesindeki Gökkafes ise mezar taşına benziyor" diyen Günay,
bu durumu "Osmanlı mirasını içselleştirememek" sözleriyle tanımladı ve
ekledi: "Tarih duyarsızlığı Osmanlı'yı küçümseyerek başlayıp
'cumhuriyet'in özgün eserlerine kadar uzanan bir duyarsızlığa dönüştü.
Umarım Türkiye bir gün bu oluşumları kamulaştırarak yıkacak kadar
zenginleşir."
Dolmabahçe Sarayı'nın can damarı sayılan havalandırma boşluklarının
tıkalı olduğu yönünde söylentilerin varlığına dikkat çeken Günay,
uzmanların bu konuda acilen bilimsel çalışma yapmasının önemine
değindi. Swissotel'in konumlandığı yeşil alanın saraya hava
sirkülasyonu sağladığını söyleyen Günay, otelin yapımıyla birlikte
sarayın bu sirkülasyondan mahrum kaldığını belirterek bu durumun
yaratabileceği olumsuz etkiler dolayısıyla endişelerini dile getirdi.
İstanbul kentinin koruma bilincinin eksikliğinden dolayı geri dönülemez
zararlar aldığına dikkat çeken Günay, doksanlı yılların başında "boğaz"
hattının bir rant merkezi haline dönüştüğüne dikkat çekerek "Kendi
kültürel mirasınızı kendiniz koruyamazsanız, başkaları ondan
yararlanır" dedi.

Acilen adım atılmalı
Balyan mimarisi uzmanı İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi
öğretim üyesi ve ICOMOS üyesi Prof. Dr. Afife Batur da havalandırma
boşluklarının kapalı olma ihtimalini "büyük olasılık" sözleriyle
özetlerken bu görüşünü saray çevresindeki yoğun kanalizasyon kokusuna
bağladı. "Koku, otelin atıklarını usulüne uygun şekilde deşarj
edememesinden kaynaklanıyor olabilir" diyen Batur, acilen gereken
araştırmaların yapılmasının önemine dikkat çekerek "Havalandırma
boşlukları yeni teknikler kullanılarak açılabilir, sadece bu konudaki
gerekli adımların acilen atılması gerekiyor" diye konuştu.
"Dolmabahçe Sarayı aynı bir sal gibi ahşap bir zemin üzerine
oturtularak dolgu araziye inşa edildi" diyen Batur, bu modeli "çok
özgün bir zemin modeli" sözleriyle tanımladı. Sarayın inşasında dönemin
en ileri tekniklerinin uygulandığını vurgulayan Batur, yapının yapım
aşamasında en az bina kadar havalandırma konusu üzerinde titizlikle
durulduğuna dikkat çekti.
"Bodrum katın havalandırmasının çok iyi olması gerekiyor, aksi takdirde
rutubet kontrol altına alınamaz, havalandırma sistemi olmazsa bina aynı
insan gibi ölür" diyen Batur, havalandırmanın aynı zamanda denizden
gelebilecek iyot ve tuzların tahribatını da azalttığını söyledi.
Sarayın inşasının ardından düzenli olarak havalandırma boşluklarının
kontrol altında tutulduğuna değinen Batur, en kapsamlı onarım sayılan
20. yüzyıl başlarındaki onarım sırasında da havalandırma boşluklarının
elden geçirildiğine dikkat çekti.

Kendi ülkelerinde yapamazlar
"Saray tek başına bir mimari harika, yazık ki böyle bir oluşumun
ardında bir taş kafes yükseliyor" sözleriyle düşüncelerini özetleyen
Batur şöyle devam etti: "Swissotel tarihi çevre koruma açısından yüz
karası ve utancımız. Bahsettiğimiz bu büyük sermayeler kendi
ülkelerindeki saray komplekslerinin çevresine bu tür oteller asla inşa
edemezler" sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Batur şöyle devam etti: "Aşırı milliyetçi bir toplumuz fakat unutmamalı
milli sarayların tam ortasına böyle oluşumlara bizzat kendimiz izin
verdik. Üç kuruş para için kent sattık, bu ne tür milliyetçilik"
sözleriyle düşüncelerini özetledi.

Yeşil alan kalmadı

Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Restorasyon Anabilim Dalı
öğretim üyesi Can Binan ve Kültür Üniversitesi Mimarlık Fakültesi
Restorasyon Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nur Akın ise sarayın
tüm sorunlarının kanalizasyon sorununa indirmenin yanlış olacağına
dikkat çekerek asıl sorunun artık geri dönüşü mümkün olmayan yeşil
alanın yok edilmesi olduğunu vurguladı.
"Dolmabahçe Sarayı gibi son dönem sarayların en görkemlisinin ardında
böyle bir otelin yükselmesine izin verilmesi inanılmaz" sözleriyle
düşüncelerini dile getiren Binan ve Akın doksanların öncesinde denizden
bakıldığında yeşil yamaçlarla birlikte sarayın eski kent dokusuna özgün
bir görünüm sergilediğini söylediler.


BALYAN MİMARİSİ NEREDEN GELİYOR
Balyanlar Kayserili Mimar bir Ermeni Ailesi. 18. ve 19. yüzyıl
Osmanlı-Türk mimarlık sanatına damgalarını vurmuşlardır. Saray mimarı
ailesi olarak İstanbul'un en güzel yapılarına imza atmışlardır.
Balyanlar'ın yapılarında Doğu sanatının Batı Rönesans'ı ile uyumlu bir
biçimde örtüştüğü de görülür. Bu ailenin yapılarındaki en güzel özellik
inşa ettikleri eserlerinin dayanıklı olmalarıdır Ailenin inşa ettiği
eserler arasında Dolmabahçe Sarayı, Çırağan Sarayı, Yıldız Sarayı,
Beylerbeyi sarayı, ıhlamur kasrı selimiye kışlası, taşkışla, nusretiye
camii, ortaköy camii, üç horan Kilisesi sayılabilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://maxhaber.yetkin-forum.com
 
Paramız olsa da ikisini de yıksak
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MaxHaber :: Güncel Haberler :: Haber Başlıkları-
Buraya geçin: